Haber

Ukrayna Barış Zirvesi’nden ‘barış’ çıkmadı: ‘Rusya’yı da dahil etmeliyiz’

DUVAR – İsviçre ev sahipliğinde düzenlenen Ukrayna Barış Zirvesi, iki günlük yoğun tartışmaların ardından sona erdi. Rusya’nın davet edilmediği, Çin’in ise katılmadığı zirvenin sonuç bildirgesi açıklandı. Sonuç bildirgesine aralarında Türkiye’nin de olduğu 80 ülke ve 4 uluslararası kuruluş imza atarken; 16 ülke çekince koydu. Aralarında Hindistan, Güney Afrika, Endonezya, Brezilya, Libya, Suudi Arabistan, Tayland, Meksika ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin de bulunduğu 16 kadar devlet ve kuruluş çekimser kaldı.

Bildirgede, Rusya ve Ukrayna arasındaki güncel durum, “Rusya Federasyonu’nun Ukrayna’ya karşı sürdürdüğü savaş, büyük ölçekli insani acılara ve yıkıma sebep olmaya ve dünya için küresel yansımaları olan riskler ve krizler yaratmaya devam etmektedir” ifadeleriyle tariflendi.

PUTİN’E ‘UKRAYNA’NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ’ YANITI

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, tam da G7 Zirvesi bitmiş, Ukrayna Barış Zirvesi başlayacakken cuma günü yaptığı bir konuşmada Ukrayna’nın 2022’de Rusya tarafından ilhak edilen dört bölgeden askerlerini çekmeye başlaması ve NATO’ya katılma planlarından vazgeçmesi halinde “derhal” ateşkes emri vereceğini ve müzakerelere başlayacağını vadetmişti.

Ukrayna Barış Zirvesi’nin Putin’e yanıtı, “Ukrayna’nın toprak bütünlüğü” oldu. Bildirgede, “Özellikle, herhangi bir devletin toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç tehdidi veya kullanımından kaçınılması, Ukrayna dahil tüm devletlerin karasuları da dahil olmak üzere uluslararası tanınmış sınırları dahilinde egemenlik, bağımsızlık ve toprak bütünlüğü ilkeleri ile uluslararası hukuk ilkeleri uyarınca ihtilafların barışçıl yollarla çözülmesi yönündeki kararlılığımızı bir kez daha teyit ederiz” denildi.

ÜÇ MADDEDE MUTABAKAT

Bildirgeye imza atan 80 ülke ve 4 uluslararası kuruluş, üç maddede uzlaştıklarını belirtti. Bildirgede, uzlaşılan başlıklar şöyle yer aldı:

“İlk olarak, nükleer enerji ve nükleer tesislerin her türlü kullanımı güvenli, emniyetli, korunaklı ve çevresel açıdan sağlam olmalıdır. Zaporijya Nükleer Enerji Santrali de dahil olmak üzere Ukrayna nükleer enerji santralleri ve tesisleri, Ukrayna’nın tam egemen kontrolü altında ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ilkeleri doğrultusunda ve gözetimi altında güvenli ve emniyetli bir şekilde çalışmalıdır. Ukrayna’ya karşı devam eden savaş bağlamında herhangi bir nükleer silah tehdidi veya kullanımı kabul edilemez.

İkinci olarak, küresel gıda güvenliği, gıda ürünlerinin kesintisiz üretimine ve tedarikine bağlıdır. Bu bağlamda, Karadeniz ve Azov Denizi’ndeki deniz limanlarına erişimin yanı sıra serbest, tam ve güvenli ticari seyrüsefer kritik önem taşımaktadır. Limanlarda ve tüm güzergâh boyunca ticari gemilere, sivil limanlara ve sivil liman altyapısına yönelik saldırılar kabul edilemez. Gıda güvenliği hiçbir şekilde silah haline getirilmemelidir. Ukrayna tarım ürünleri, ilgili üçüncü ülkelere güvenli ve serbest bir şekilde sağlanmalıdır.

Üçüncü olarak, tüm savaş esirleri tam takas yoluyla serbest bırakılmalıdır. Sınır dışı edilen ve hukuka aykırı olarak yerlerinden edilen tüm Ukraynalı çocuklar ve hukuka aykırı olarak alıkonulan diğer tüm Ukraynalı siviller Ukrayna’ya iade edilmelidir.

Barışa ulaşmanın tüm tarafların katılımını ve taraflar arasında diyaloğu gerektirdiğine inanıyoruz. Bu nedenle, tüm tarafların temsilcilerinin daha fazla katılımıyla yukarıda belirtilen alanlarda gelecekte somut adımlar atmaya karar verdik.”

‘RUSYA BU SÜRECE NASIL VE NE ZAMAN DAHİL EDİLEBİLİR’

İsviçre Konfederasyonu Başkanı Viola Amherd, kapanış konuşmasında görüş farklılıklarına rağmen katılan ülke ve kuruluşların “ortak bir vizyonda anlaşmayı başardığını” söyledi. Zirve’nin yapıldığı Bürgenstock şehrinden adını alan bildirgeden bahseden Amherd, bu bildirgeyle çözüm yolunda daha ileri tartışmalar için bir çerçeve oluşturulduğunu belirtti. Amherd, bildirgeye imza atan ülkelerin üç başlıkta uzlaştıklarına dikkat çekerek, şöyle dedi:

“Nükleer güvenlik, gıda güvenliği ve savaşın insani boyutu konularında, güven tesis edecek adımların atılmasının mümkün olduğu konusunda mutabık kaldık. Bunlar kendimize belirlediğimiz ve hepimizin üzerinde çalışacağı somut hedeflerdir. Nükleer enerji ve nükleer tesislerin her türlü kullanımı güvenli, emniyetli, korunaklı ve çevreye duyarlı olmalıdır. İkinci olarak, gıda güvenliği hiçbir şekilde silah haline getirilmemelidir. Limanlarda ve tüm güzergah boyunca ticari gemilere, sivil limanlara ve sivil liman altyapısına yönelik saldırılar kabul edilemez. Üçüncü olarak, tüm savaş esirleri tam bir takasla serbest bırakılmalıdır. Sınır dışı edilen ve hukuksuz bir şekilde yerlerinden edilen tüm Ukraynalı çocuklar ve hukuksuz bir şekilde alıkonulan diğer tüm Ukraynalı siviller Ukrayna’ya iade edilmelidir.”

Amherd, kalıcı bir çözümüm her iki tarafı da içermesi gerektiğini vurgulayarak, “Geriye önemli bir soru kalıyor: Rusya bu sürece nasıl ve ne zaman dahil edilebilir? Birçok açıklamanızda bunu duyduk” ifadelerini kullandı.

(DIŞ HABERLER SERVİSİ)

ikizcehaber.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu